Hava raporlarından baktığım kadarı ile çok güzel ve kış mevsimine göre sıcak bir hava olacak. Fakat rüzgar yok. Tüm bunların sebebi, Türkiye üzerindeki yüksek basınç. Hava tahminleri tam onikiden vuruyor. Nefis bir kış havası, aah ne olurdu biraz da rüzgar olsa. Neyse, aslında Cumartesi günkü planım, Lidya'ya gitmek ve Murat Özbatur ile denize çıkmak ve yeni teknesini hayırlamaktı. Fakat sevgili Murat ile görüşemedik. Sevgili ve vefakar komşum Cengiz Göl bu güzel havada beni yine yanlız bırakmadı ve birlikte çıktık.
Kalamış koyu, kış olmasına rağmen hiç de hüzünlü ve yanlız değil. Her boydan tekne ve küçük optimistler, koyu canlandırmışlar ve renk vermişler.
Bizde Cengiz ile bastık yelkenleri, yokla var arası rüzgarda, bazen 1.0 knot, bazen rüzgarı bulup 4.0 knot gibi tamamen dengesiz bir şekilde ama bir o kadar keyifli yelken yaptık. Biralarımızı içtik, derin ve sığ sohbetler yaptık. Ama her defasında ne güzel bir şehirde yaşadığımızı vurgulayıp buna defalarca şükrettik.
Tam akşamı bulup geriye dönmeye karar verdiğimizde denizin üzerinde birşey farkettik. Biraz yaklaşınca bunun yenidoğan bebeklerin arabaya oturtulmasına yarayan çocuk koltuğu olduğunu tahmin ettik. Tahminimiz doğru çıktı. Ama inşallah içinde birşey yoktur dedik ve çok şükür içi boş çıktı. Herhalde işgüzarın biri denize attı, aslında bu tip atıklar denizciler için büyük tehlike oluşturuyor. Bir keresinde Melih Hocamız bize gemilerden denize atılan yataklardan ve ona farkında olmadan bindiren amatör teknelerden bahsetmişti. Umarım tüm amatör denizciler, bu tip belalardan uzak kalır.
Seyrimizin sonunda yine Cengiz ile, İstanbul Yelken Klubünün o nefis yemeklerinden yedik. İki duble ile de parlatma yapınca keyfimiz çok müthiş oldu. Oradan Denizce web sitesinin kurucusu Haluk İşindağ'ın tertip ettiği İYK daki bir toplantıya katıldık. O da çok keyifli geçti.
Kısacası, kış günü dolu dolu deniz ve yelkeni yaşadık. İnşallah, her arzulayan bu isteğine en kısa zamanda erişir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder