3.11.2009

29 Ekim


İki senedir hep aklımda. Cumhuriyet bayramı kutlamalarını Boğaz'dan seyretmek. Bir türlü kısmet olmamıştı. Bu sene, ne yapıp edip mutlaka gitmek istiyoruz. Fenerbahçe'den komşularım Cengiz, Can ve Hemi'de gelmeyi planlıyorlar. Bizde Arzu ve Engin'e haber verdik. Saat 16:00 gibi marinada buluşacağız. Engin'le aslında daha erken çıkmayı ve yelken yapmayı planlamıştık ama maalesef rüzgâr çok az.
Biz biraz erken geldik marinaya. Bir baktık Cengiz ve Can, Bengül teknesinde oturmuş muhabbet ediyorlar. Hemen biz de muhabbete atladık. Yine denizci dedikoduları, gülme, güzel sohbet.
Saat 16:30 gibi Engin, Arzu, Derya ve Balkı'da geldiler. Arzu sağolsun döktürmüş. Kısa zamanda TALYA'nın havuzluğunda sofrayı kurduk. Güzlece yapılanları lüpledikten sonra tekneyi neta ettik ve yola koyulduk. Yola çıktığımızda hava kararmıştı. Bu arada Cengiz, Can ve Hemi aileleri ile birlikte Hemi'nin Belle teknesinde olacaklar. Yaklaşık 11-12 kişi, tabii dalgamızı geçtik.
Kızkulesini bordaladığımıza hafif Kuzey rüzgarı vardı. Ayrıca Kızkulesi önleri hep çır
pıntılı oluyor. Malum boğazın güneye akan sularının Marmara'nın suları ile ilk karşılaştığı nokta. Usul usul kuzeye, Dolmabahçe önlerine doğru tırmandık. Kabataş önlerine geldiğimizde etrafımıza bakındık,bağlanacak veya motor üzerinde duracak uygun yer var mı diye. Biz böyle bakınırken bir sahil güvenlik botu kuvvetli projektorunu üzerimize tutup "-Lütfen burayı terkedin." uyarısı yaptı. Sadece bize değil tüm civardaki teknelere. Denizde güvenliğin sağlanabilmesi için ne kadar devlete ait deniz aracı varsa hepsi görevde idi. Sahil güvenlik, Deniz Polisi, Gümrük Muhafaza, Söndüren Romörkleri v.s.
Baktık olacak gibi değil tam karşıya Üsküdar'a doğru yol verdik. Radar kulesinin sağ tarafına doğru girdik. Burası tam Üsküdar meydanının karşısına denk düşüyor. Ama inşaat çalışmaları yüzünden çekilmiş perdeler yüzünden meydan gözükmüyordu.
Neyse, kutlamanın başlamasına daha 1 saat var. Ben indim hemen çayı demlemeye. Yanımızda getirdiğimiz sandviçler, tuzlu kurabiyeler falan mideye indirilmeyi bekliyorlar. Biraz yukarı tırmanıp, motoru boşa alınca yaklaşık 15 dakika içinde aynı noktaya dönüyoruz. Gösteri başlayana kadar bir yere sabitlenebilir miyiz diye sağa sola bakındım. Tabi demir atmak risk, derinlikten dolayı değil ama demiri taktık mı uğraşması zor. Gözüm kıyıdaki vapur iskelesine
takıldı. Bir deneme yapmaya karar verdik. Yaklaştık, ama su fazla oynak, hatta Engin koltuk halatını iskeledeki babaya taktı ama tekne durduğu yerde tehlikeli biçimde iskele sancak sallanıyor. Tehlikesi ise şu, iskele yüksek ve beton koca kamyon lastikleri var ama tabii vapurlar için. Her an sallantıda teknenin bir yerini kırabiliriz. Neyse fazla şansımızı zorlamadan iskeleden ayrıldık. Sonra seferde olmayan bir vapuru kestik gözümüze. Ona da yanaştık ama aynı durum orada da oldu. Sonunda sabitlenme denemelerimizden vaz geçtik. Teknenin pruvasını akıntıya doğru çevirip, en düşük devirde yol verince, tekne demirlemiş gibi olduğu yerde durdu.
Çaylar falan içildikten sonra bizi gören başka teknelerde bulunduğumuz yere geldiler. Yaklaşık 7-8 tekne falan olduk. Biraz karaya uzak gibi duruyoruz. Derken bir Gümrük Muhafaza botu birden yanımızda bitiverdi. "-Burası tehlikeli, ya karaya bağlanın, ya da Kızkulesinin altına gidin." diye bir uyarı yaptı. İki öneri de olacak gibi değil. Bir kere Kızkulesi altı fena şekilde
çırpıntılı, orası olmaz. E, bağlanmayı zaten denedik, o da olmuyor. Neyse biz de iyice karaya sokulduk. Yaklaşık 10mt falan kaldı. O bölgede motor üzerinde sabitlendik. Böylece ara çözümü bulmuş olduk.Vee saat 19:30 da ilk patlama ile ortalık bayram yerinde döndü. Herkes büyülenmiş gibi 20 dakika gökyüzüne bakakaldı. Hele ilk başta köprüden yapılan gösteri ve sona doğru ardı ardına patlayan fişekler nefesimizi kesti. Artık kararımız karar, her sene 29 Ekim'de kısmetse denizde olacağız. Kıyıdan yüzbinler bir yerlerde rezervasyonlar yapıp birbirlerini iteleyerek bu olayı izlemeye çalışırken, tam ortasından daha doğrusu içinden bunu izlemek de denizin, denizi sevmenin ayrıcalığı.


Not: Görselleri sağlayan sevgili Can Buluman'a çok teşekkürler.

Hiç yorum yok: