13.08.2017

Cyclades -9-

Planladığımız gibi sabah saat 6:00 da kalktık.
Her yer sessiz, sakin.
Deniz dümdüz. 

Necat ile fırına gittik. Içerisi mis gibi kokuyor.
Fırının sahibi çok tatlı bir madam.
Bize güler yüzle hizmet ediyor.
Ekmek, kurasan v.s. kahvaltılık bir şeyler aldık.
Tekneyi de neta ettikten sonra yola çıkmaya hazırız.
Demirimizi toplayıp, usul usul Katapola'dan ayrıldık.

Hedefimiz Kalymnos, Emborios koyu
Sabahın ilk saatleri eğer hava da sakinse, seyir hep sakin geçiyor.
Ekip uyuyor. Bir Necat, bir ben. 
Ufak tefek fırından aldıklarımızı atıştırıyoruz.
Sancağımızda Amorgos, upuzun bir ada.
Doğuya doğru Katapola'dan itibaren yaklaşık 10 mil sizinle geliyor.

Tam ortalarda bir yerde çok tuhaf bir doğa olayına şahit oluyoruz.
Hava neredeyse sıfır.
Amorgos'un tepeleri sis kaplı.
O sis su gibi bir yarık bulmuş, taa tepelerden denize akıyor !
Akıyor dediysem mecazi anlamda değil, bayağı şelale gibi akıyor.

Seyirde kayda değer birşey yok.
Yaklaşık 8 saat motora kuvvet gidiyoruz.
Ekip uyandıkça ortam neşeleniyor.
Ilerleyen saatler yine tavla meydan okumaları, yenilen içilenler, deniz ortasında mola verip yüzme seansları ile geçiyor.
Böylece öğlen 14:30 gibi Emborios'a varıyoruz.
Tonozlar müsait.
Artistico'nunkiler hariç bir tanesini seçip bağlanıyoruz.
Onlarla daha önceleri sevimsiz bir deneyimimiz olmuştu.
Burada favorimiz Kaptan Kostas.
Mezeler, yemekler ve hizmet gayet güzel.

Ekipte herkes kendi havasında.
Bizde Necat'la sahilde masaya kurulduk.
Keyfimiz gayet yerinde.

Burada artık seyahat bitti sayılır.
Eve dönüşümüz 17si, bugün 13ü. 
Gelecek hava yüzünden kendimizi biraz erken bu taraflara attık ama olsun.
Buralarda da oyalanırız biraz.


Artık bu yazının pehlivan tefrikası gibi uzamaması için çok kısaca bir özet yapayım.

Geceyi Emborios' da geçirdikten sonra ertesi gün saat 11:00 gibi ana limana gittik.
Necat'lar Kalyimnos'u görmemişler. Biraz dolaştılar.
Sonrasında çıkış işlemlerimizi yaptırdık. 
Yunanistan tarafında bu işleri yaptırmak çok basit.
Kimseye para falan ödeyip yaptırmanıza gerek yok.
Bizde, yaklaşık 1,5 saatte bitirdik.

Asıl hikaye bizim tarafta.
Hava cayır, cayır eserken, Yalıkavak'da marinadan çıkın, gümrüksüz sahaya önümüze gelin, tekneyi göreceğiz demeler.
Liman görevlisinin, bizim yazıcımız bozuk transitlog basamıyoruz demesi.
Elle yazın diyince, çok yoğunuz işimiz başımızdan aşkın demesi.
Bomboş koridoru ve ofisi gösterip, sessizlikte uçan sineğin kanat vızıltısını hatırlattığımızda, adamın ofisinin kapısını yüzümüze kapayıp içeri kaçması v.s.

Daha çok şeylerin düzelmesi ve değişmesi lazım.
Tamam, zamanla herşey düzelir ama ben gelmişim 50 yaşıma, benim bekleyecek zamanım yok !

Tefrikamızı burada sonlandırıyoruz.
Hepimiz için güzellikler dolu, çok daha yaşanası bir ülke dileklerimle.


TANER

1 yorum:

Marin Yachting dedi ki...

Çok güzel bir yazı olmuş, teşekkürler