25.09.2007

Kış geliyor

19.9.2007 tarihli Olur mu? adlı yazımda kekamozlanma için Fenerbahçe ve Ataköy marinalarını karşılaştırmıştım. Galiba bu yanlış oldu. Çünkü başka faktörler olduğuda dikkatimi çekti. Mesela Ataköy'de tekne genelde suyun soğuk olduğu kış ve bahar aylarında kaldı. Zaten o zamanlarda denize çıktığımda hız göstergesinde problem olmuyordu. Ne zaman havalar ve su ısınmaya başladı, bizim hız göstergeside Ataköy'de su koyvermeye başladı. Sonrasında da zaten hep Fenerbahçe'de oldum. Yani bu iş bulunulan yerle değil mevsimle alakalı gibime geliyor. Tabii bulunulan yer derken Fenerbahçe ile Bodrum'u veya Göcek'i kıyaslamıyorum. Bu ilk senenin sonunda yani 2008 Mart gibi tekneyi karaya alacağız galiba. Altına kendi bildiğim bir marka zehirli boya ve diğer pervane ve metal aksam içinde bir koruma yöntemi uygulamam lazım. Aksi takdirde teknenin hızı -özellikle motorda- çok düşüyor.
Ayrıca internette bu aralar off-shore, in-shore diye sınıflandırılmış yelkenci giysilerine bakıyorum. Lalizas'ın ürünlerinin iyi kalite ve hesaplı olduğunu duymuştum fakat başka markalarada göz atıyorum.
Gerçekten işin ve hayatın yarattığı hengame içinde insan bazen kayboluyor ve bir çıkış noktası arıyor. Benim aklıma gelen ilk çıkış noktası da TALYA. Fakat ne yazık ki bu hafta yine yelken açamadım. Onun yerine Pazar günü yarım saatte olsa marinaya gidip Cengiz bey'in Bengül'ünde sohbet ettik. Bu bile bana çok iyi geliyor.
Cengiz bey'le önümüzdeki sezonda neler yapacağımızı, limitlerimizin ne olacağını yani nerelere kadar uzayabileceğimiz hakkında fikir alışverişi yaptık. Sanırım, eğer zaman fakiri olmazsak, cesaretimiz ve bilgimiz bizi Marmara'nın daha uzak limanlarına ve hatta Marmara dışında biryerlere bile götürecek.
Şu sıralar iş temposunun biraz daha azalmasını ve kafam herhangi birşeyle meşgul değilken tadını çıkara çıkara yelken yapmayı "hayal" ediyorum.

Hiç yorum yok: