3.09.2007

Talya da İlk Gece Seyri ve Sert Hava

Cumartesi günü için 6 erkek önceden sözleştik. Ekip, ben,Alper,Cüneyt,Gökhan,Nejat ve Erkan. Erkan hariç herkesin tekne deneyimi var. Saat 11:30 gibi marinada buluşulmak üzere sözleşildi. Erkan beni arayıp bugün işe gitmeyeceğini ve saat 11:15 gibi marinada olacağını bildirdi. Geriye kalan bizlerde işlerimizi toparlayıp saat 11:30 da marinada olmak üzere işyerlerimizden ayrıldık. Ben ve kardeşim Alper önce Kalamış Migros'a uğradık. 4 paket, küp buz aldık. Biraz da kalan eksiklerimiz tamamladık ve tekneye geldik. Erkan zaten Fenerbahçe'deydi ve bizi görünce hemen o da geldi. Üçümüz tekneye geçtik ve ortalığı toparladık. Fakat sıcak felaket, ne teknenin içinde ne de dışında oturmak mümkün değil. Ben hemen bumba örtüsünü çıkarıp serdim, gölgeyi görünce biraz daha rahatladık. Yaklaşık yarım saat sonra ekibin geri kalanı da geldi. Hemen palamarı çözüp yola koyulduk. Kalamış koyunun içinde motor stop, yelkenler fora. Herkesin keyfi birden yerine geldi.
Zaten hep böyle oluyor, bu yelkenlerde büyülü bir güç mü var nedir, ne zaman yelken basılsa hep yüzler gülüyor. İstikametimiz Burgazada. Yolu yarıladığımızda Nejat ortaya balık tutma fikrini attı ve fikir çoğunlukla kabul gördü. Yelkenler mayna. İlk olta atıldı, bizim Nejat anında 4 istavriti çekti. Tabii deniz dalgalı. Tekne boyuna sallanıyor. Erkan bayağı kötü oldu, diğerlerinde birşey yok. Balığa devam, kova yavaş yavaş doluyor. Kova doldukça Erkan daha da kötüleşiyor. Sonunda Erkan biraz rahatlamak için denize atladı ama nafile. Sonunda olaya el koydum. Balık zaten 6 kişiye yetecek miktara geldi. Daha fazla Erkan'ı perişan etmemek lazım. Hemen Burgaz'a Genova+motor yol almaya başladık. Kalpazankaya'ya 3 tonoz daha ilave olmuş. Biz, her zaman bağlandığımıza yöneldik ve bağlandık. Hemen yanımıza bir motoryat geldi fakat bağlanma güçlüğü yaşadılar. Biraz üzerimize gelir gibi oldular, hafif tedirgin olduk. Fakat sonra daha ilerideki bir tonoza gidip oraya bağlandılar.
Biz istavritlrimizi Kalpazankaya Salih bey'e tava yapılmak üzere teslim ettik. 15-20 dakika sonra bir kayık tabak geldi ki tarifi imkansız. Yaklaşık 2kg istavrit bir tabakta, üzerinde roka, kenrında limon dilimleri, etrafında soğan halkaları. Şimdi tarif ederken bile insanın ağzı sulanıyor. İşin en güzel tarafı yarım saat önce denizdeydiler. Yani bu kadar taze balığı hiçbir yerde yiyemezsiniz. Fotoğraf makinamı almadığıma pişman oldum.

Sonrasında 6 kişi olduğumuzdan ve de Kalpazankaya koyu'nun denizotobüsleri v.s. dalgalarına açık olmasından Fenerbahçe'ye dönmek teklif edildi. Bende kendi idaremde henüz gece seyri yapmadığımı fakat başka teknelerde gece seyri yaptığımı söyleyerek ve herşeyin bir ilki olduğunu düşünerek teklifi kabul ettim.
Sabah baktığım hava raporlarında saat 21:00 dan sonrası için 13-14 knot rüzgar veriyordu ki bu durum pek normal değildi. Çünkü bütün Temmuz-Ağustos boyunca sabah az rüzgar, öğleden sonra kuvvetli ve akşamada yine azalan bir rüzgar rejimi vardı İstanbul'un.
Biz yemek sonrası saat 22:30 gibi yola koyulduk. Koyulduk koyulmasına ama daha Kınalı-Burgaz kanalını güney tarafından geçerken havanın ne yapacağı belli oldu. Kınalı'nın arkasına yani kuytusuna geldiğimizde biraz hava kaldı fakat burnumuzu Kınalı'nın arkasından çıkarır çıkarmaz hanyayı konyayı gördük. Armada ıslık çalan çok kuvvetli bir rüzgar, gece olmasından dolayı yüksekliğini kestiremediğim dalga boyu, ve suratımızda şaklayan felaket bir serpinti.
Özellikle serpinti bazı zamanlarda serpintilikten çıkıp kovayla boşalma durumuna geldi. Hepimiz kıyafetlerle denize düşmüş gibi sırılsıklam olduk. Ben kısa denizcilik tecrübelerimin en sertini yaşadığımı söyleyebilirim. Teknenin burnunun arasıra nasıl dikildiğini, benim tekneyi suya gümm diye çarptırmamak için yekeyle nasıl mücadele ettiğimi, bu arada teknenin burnu suya oturduğunda kaldırdığı serpintinin rüzgar tarafından nasıl üzerimize boşaldığını anlatmama imkan yok. Eminim pek çok denizci için sıradan bir havaydı. Ama bizim için gerçekten çok iyi bir deneyim oldu. Bütün bu duruma rağmen en ufak bir moral bozukluğu ve bir negatif yorum olmadı. Hatta serpintilerde ve teknenin yatmalarında zaman zaman kahkahalar attığımız bile oldu.Ayrıca o havada gece navigasyonumuzda da bir sıkıntı olmadı. Öreke taşının oralara geldiğimizde biraz daha dikkat kesildik bir terslik olmaması için. Motorumuz da o havada 2600 devirde bizi GPS'e göre ortalama 5knot la marinaya ulaştırdı. Tahmin ediyorum ki o gece hava 20-25knot civarında esti. Tabi bu benim tahminim, eğer bilenler varsa beni düzeltebilirler.

Fakat, genelinde günümüz muhteşem keyifli geçti. Dedik ya denizi sevdiğimiz ve ondan üstün olduğumuzu ispatlamaya çalışmadığımız sürece keyif almaya devam edeceğiz.

Hiç yorum yok: