1.06.2012

Altı Tekne Göcek'de


Talya vs Rosinante

*HD seyretmek için videonun üzerindeki TALYA vs Rosinante yazısını tıklayınız.


** Herşey insanla güzel. 


 Erol abi, Ömer ve Mehmet ile haftalar öncesinden sözleşmiştik. Hanımlar ile beraber Haziran'ın ilk haftası Göcek'de bir etkinlik yapalım diye. Sonra iş büyüdü. Sırası ile Grizabella Alper, Anytime Cüneyt, Lotus Haldun, Kedii Ateş abi ve Rosinante Eyüp abi ile beraber altı tekne olduk. Çok keyifli bir hafta sonu olacak gibi görünüyor. Sabırsızlıkla zamanın gelmesini bekliyoruz.
Sonunda beklenen gün geldi ve Sabiha Gökçen'in yolunu tuttuk. Erol abi, Ömer ve Firuzan ile hava alanında buluştuk. Keyifler yerinde. Mehmet ve eşi Nalan Cumartesi günü Marmaris'e gidecekler. Onlar Eyüp abinin teknesi Rosinante ile Marmaris Albatros'dan, Alper ve Cüneyt Göcek Marin Türk'den, Haldun Lotus'la D-Marin Göcek'den çıkıyor. Ateş abi zaten seyirde bizden önce çıktı. Biz de malum Fethiye Ece Marina'dan avara oluyoruz.
Mehmet'ler Cumartesi gelecekleri için bizim bir günümüz var. Ömer ve Firuzan Göcek'de hiç bulunmamışlar. Tekne için rutin alışverişler yapıldıktan sonra rotamızı Göbün'e çevirdik. Teknenin altı çok fena değil. Bir veya iki haftalık beklemelerde çok birşey olmuyor. Süratimiz iyi. Yelken motor seyri ile bir buçuk saatte Göbün'e vardık. Alper'de hemen Grizabella ile gelip bağlandı. Ünal geleceğimizi bildiğinden hazırlanmış. Kıçtan restaurant tarafındaki iskeleye bağladı bizi. Yemeğimizi bitirmeye yakın telefonum çaldı. Cüneyt yolda. On-on beş dakika içinde orada olurum diyor. Yanımızdaki boş yeri Cüneyt için ayırmıştık. Ama ısrarla oraya girmek isteyen bir Jeanneau 45 yüzünden yeri kaptırdık. Hava karanlık olduğu için ve Cüneyt'in misafirleri de işten çok anlamadıkları için problem çıkmasın diye endişelendim. Gerçi Nilay Cüneyt'e yardımcı oluyor ama gece gece zor, bakalım... Neyse çok sorun çıkmadan Anytime yerine bağlandı. Bu arada yemek çok keyifli idi. Göbün daha önce de söylediğim gibi Göcek'in en iyi restaurantlarından birisi

Ertesi gün rotamız Ekincik koyu. Mehmet ve Eyüp abi Marmaris'den oraya inecekler. Bizde çıkıp ortada buluşacağız. Sonra tekrar Göcek'e döneceğiz. Güzel Lodos var. Yolumuz yaklaşık 37 mil. Darboğaz'dan çıktıktan sonra hemen yelkenleri bastık. Motor stop. Tramolalar ile Fethiye Körfezinden çıkmaya çalışıyoruz. GüneyDoğu' ya doğru Kurtoğlu burnunu kurtarmak için bayağı açıldık. Sonra tramolalar ile Batı'ya döndük. İstikamet Dişibilmez burnu. Teknede üç adet navigasyonu iyi kötü bilen adamlarız. Fakat her gördüğümüz buruna, Dişibilmez muamelesi yapıp içeri girip çıkmaktan yolu neredeyse iki katına çıkardık. Bizden yarım saat sonra çıkan Alper, kırk dakika önce Ekincik'e vardı. Bu arada Cüneyt aradı. Havanın onlar için sert olduğunu, teknedeki misafir ufaklığın istifra etmeye başladığını ve kendilerinin Göcek'e geri döneceklerini bildirdi.
Neyse, biz böyle her buruna gidip gelirken Lodos yönünden gelen dalgalarda hafifçe büyüdü. Bir ara aşağı indim. Baş kamarayı dağınık görünce toparlayayım dedim. İçeride kalışım biraz uzun sürdü ve bir anda benim format bozuldu. Bu kadar yıldır deniz tutmayan bünye, bir anda sıkılmış limon gibi oldu. Hemen dışarı çıkıp bir iki defa istifra ettim, durum sonra daha iyi oldu. Son olarak Ekincik yerine Dalyan'a girip, oranın ekincik ile alakası olnmadığını anlayıp diğer teknelerin yanına geldiğimizde vakit de bir hayli olmuştu. Talya, Rosinante, Kedii ve Grizabella'nın Ekincik koyunun ortalarına demirlerini funda ettikten sonra nazlı nazlı, akşamın alaca karanlığında sallanmalarını seyretmek başlı başına bir keyif.

Akşam yemeği için Eyüp abi Ekincik Pansiyonu ayarlamış. Semahat ablanın yaptığı mezelerden ve Tahir abinin servisinden çok memnun kaldık. Yaklaşık on beş kişi bir masa etrafında çok keyifli saatler geçirdik. Tekrar kısa bir yürüyüşten sonra, muhtarlık iskelesine bağladığımız botlarımız ile teknelere dağıldık.
Bu arada bizim botta bir su alma problemi var. Hep acaba arkadan çekerken mi giriyor diye düşünüyordum. Ama öyle değil sanki. Botun altındaki ek yerlerinde sanırım bir açıklık var. Ayrıca sol tüpte devamlı iniyor. Erol abi ile Göbün'de köpükle kaçak var mı kontrolü yaptık ama bir şey göremedik. Böyle giderse bot gidici, yenisine bakacağız gibi.
Ertesi gün, sabah kahvaltımızı Rosinante ile yan yana Delik Ada tarafında alargada yaptık. Kahvaltı faslından sonra avara olup pruvamızı Göcek'e çevirdik. Bu sefer o burun senin, bu burun benim demeden direk Dişibilmez burnundan Kurtoğlu burnuna rotayı tuttuk. Yolda Alper ile beraber seyrederken, çeşitli entrikalar ile Alper'i zor durumlara soktuk. Bu entrikalar neticesinde Alper, arkamızdan çektiğimiz oltanın üzerinden geçip, oltanın katline sebep oldu. Ekincik'den en erken avara olan Ateş abi, Göcek'e girip Manastır koyunun doğu tarafındaki küçük koya demirini çakmış bizi bekliyordu. Tabii biz işin sululuğunda olduğumuz için, ve de Dr. Mehmet'in tacizlerine maruz kaldığımız için, istemediğimiz bir yarışın içine girdik! Bu yarışın ayrıntılarını ve sonucunu yukarıdaki video da detaylı olarak izleyebilirsiniz
Yarışı bitirip Ateş abi ve Serpil'in yanına geldiğimizde vakit epeyi olmuştu. Sonra yavaş yavaş tüm tekneler gelip birbirimize aborda olduk. Devamında tekneden tekneye muhabbetler, yemeler, içmeler ve bolca eğlence.
Bir ayrıntıyı da ilave etmem lazım. Akşam bot ve motorumu hazırlayıp, teknenin çöpünü karaya götürmeye karar verdim. Fakat motorun çalışmaya hiç niyeti yok gibi. Onbeş yirmi denemeden sonra, beni uzaktan seyreden Erol abi, "-Çalışmayacak o, getir de bir bakalım" dedi. Motoru açtık, Erol abi karbüratörü temizledi. Motor iki zamanlı olduğundan karbüratörün dibinde yağ birikmiş. Neyse temizlikten sonra motor çalıştı. Ben de tek tek tüm teknelerden çöpleri topladım. Karaya yönelip yarı yola geldiğimde motor tekrar stop etti ve yukarıdan benzin sızdırmaya başladı. Bendeniz küreklere asılıp çöp dolu bot ile yine Erol abinin huzuruna geldim. Ama bu sefere problem daha ciddi gözüküyor. Karbüratördeki benzin şamandırası bozulmuş, bu yüzden benzin sızıntısı oluyor. Uzun uğraşlar sonunda maalesef motor çalıştırılamadı. Botta kalan çöplerin tahliyesi için Alper'den Yamaha Malta'yı ödünç aldım. Maşallah canavar gibi. Tek çekişte kedi mırıltısı gibi çalışmaya başladı. Kendi kendime "-Botun da, motorun da miyadı dolmuş. Değişecekler" kararını verdim.

TALYA'nın, Rosinante'den Nalan tarafından çekilmiş fotoğrafları aşağıda, gözden geçirebilirsiniz.
Ayrıca Ömer'in de çok güzel fotoları var. Her ikisine de çok teşekkürler.

** Sevgili Cengiz Göl'ün sözü. Yelkenciliği bundan iyi tarif eden bir söz az bulunur.

Talya Göcek de

Hiç yorum yok: