19.05.2009

Asmalı-Silivri-GK 1


Geçen yazıda da bahsettiğim gibi, içten çok istediğim Asmalı-Marmara Adası-Silivri gezimizi bitirdik. Bu geziden de çokca öğrendiklerimiz oldu. Bir kere bizim hanım zaman zaman ne kadar mızmızlansa da, en zor koşullarda bile teknede benimle olabildiğini gösterdi. Aynı şey bizim ufaklık için de geçerli. GezginKorsan grubunun tartışmasız olarak çok güzel ve az bulunur bir denizcilik oluşumu olduğunu bize ispatladı. Sert havada bize tekneyi deneme şansı verdi. Tek başına hiç uyumadan vardiyada durmayı ve aynı performansla diğer güne de devam edebildiğimi gördüm. ( Tabii diğer günün içinde denizcilikle ilgili bir aktivite varsa, yoksa kesin uyurdum ). Şimdi gelelim seyahatin detaylı yazısına:
İlk olarak ailece Migros'a yollandık. 3 günlük seyir için bütün gerekli nevaleler alındı. Tabii ki, iki torba buz ile. Zira Talya'da buzdolabımız yok. Marinaya geldiğimizde akşam saat 20:00 yi bulmuştu. Diğer katılacak komşu teknelerde tatlı bir telaş vardı. Mesela komşum Poyraz teknesi Umut tekneyi öyle bir parlatmış ki, akşamın 8'inde bile gözlerimiz kamaştı. Diğer komşularla da hoşbeş yapıldı. Zaten o andaki tatlı heyecan, yola çıkma hazırlığı, birbirimize yapılan espriler toplu seyirin en güzel tarafları.
Toplam 16 teknenin katıldığı organizasyonda tekneler 3 grup halinde yola çıktılar. 20:30, 22:00 ve 0:00.
Biz Bupp teknesi ile 20:30 da avara olduk. Yani 20:30 avara grubu Talya ve Bupp' tu.
Güneş İstanbul'un üzerinde batmış, süt liman bir hava, denizden şehre bakınca apaydınlık, gideceğiniz açıkdenize bakınca simsiyah. İlk anda insana tedirgin edici gelen bir karanlık. Sonra içine girmeye başlayınca, şehir ışıklarının kaybolduğu, tek tük gemi ışıklarının, yıldızların ve ayın aydınlattığı korkutuculuğunu kaybetmiş karanlık.
Sivri ada'yı bordaladığımızda telefonum çaldı. Arayan korsanlardan Dilek: "Ya, oturdum evden sizi seyrediyorum. O ne güzel görüntü öyle, Moda koyunun içinde ateş böcekleri gibisiniz" dedi.
Ben de Bupp'la bizim Sivri ada dolaylarında olduğumuzu, o grubun saat 22:00 grubu olduğunu söyledim. Grubun sorumluluğunu, yani komodorluğu Lotus teknesi Mehmet üstlendi. Mehmet' i Pratik Denizcilik Bilgileri videolarından tanıyorsunuz. Belirli aralıklarla tüm teknelerden hız, lokasyon ve rota bilgilerini topladı. Bunları haritaya işledi.
Bizim hanım seyrin hemen başlarında kuzineye indi. Yaptığı dürüm arası kızarmış köfte, domates ve biber den oluşan akşam yemeğimiz enfesti. Yavaş yavaş saatler ilerledi. Bizimkiler kamarada uykuya çekildiler. Benimde tek eğlencem 72. kanaldan diğer tekneleri dinlemek, etraftan geçen gemilerin içinde olanları, yaşananları, yapılan yemekleri düşünmek, yeni doğan kıpkırmızı ayı seyretmek, büyükayı, küçükayı takımyıldızları ve kutup yıldızını bulmak, pervanenin çıkardığı suda oluşan yakamozları seyretmekti. Tabii bu arada kendimi bağlamayı da ihmal etmedim. Malum gece yolculuklarında diğerleri uyurken denize düşmek...
Hava tamamen süt liman olduğu için yelken falan açamadan, tamamen motorla seyredip, sabah saat 8:30 gibi Asmalı barınağına girdik. Blogu takip edenler bilir, geçen sene Midilli'ye giderken Kuzey' deki Saraylar limanında kalmıştık. Fakat bir daha Marmara seyahatlerimde hep Asmalı'yı tercih edeceğim. Harika bir köy, insanları da çok cana yakın. Bupp teknesi Özgür'ün dediği gibi "Biz korsanlar yaklaşık 60 kişiydik, herhalde köy nüfusundan kalabalık olduk". Tamamen haklıydı. Köyde çok güzel zaman geçirdik. Hep birlikte yenildi eğlenildi. Yeni tanışmalar oldu. Toplu gezilerin bu sosyal taraflarını çok seviyorum.
Birden aklıma bir fikir geldi, nasıl olsa iki hafta sonra bu yolu geri geleceğiz. Buradan aşağı Ayvalık'a kadar gitsek ne olur ? Bence harika olur. Hemen hanıma fikri açtım. O da çok istekli oldu. Süper, bu çok iyi fikir diye düşünürken hava raporlarına bir bakayım dedim. Haydaa, benim hesaplarıma göre tam Ayvalık'a varacağımız saatlerde patlayacak bir fırtına gözüküyor. Tabii bu riski hem hanım, hem de çocukla, Ege denizi için alamadım. Ama çok da güzel bir fırsatı kaçırdık diye düşünüyorum.
Tabii bu fırtına ihbarı sadece Ege için değil, Marmara içinde geçerli. Bu sebeple biz rotamızı tadil etmek gerekliliğini duyduk. Planda olmayan Silivri böylece plana girdi. Bu şekilde dönüş Marmara ortasından değil, Kuzeyden yani kıyıya yakın olarak yapılacaktı. Silivri etabı ile de yolu ikiye bölmüş olacaktık. Bu düşüncemizi ve sert hava durumunu Mehmet ile de paylaştık. Böylece yeni rotamız belli oldu.

Devam edecek...

1 yorum:

dogi dedi ki...

İyiki gelmemişsin Taner Kaptan Edremit körfezine, bir felaketti, evde otururken hep hanımla ne yaptı biizm gekolar diye telaşlandık, innaılmaz bir şimşek , yıldırım, yağış üçlüsü evde bile çekilir gibi değildi,
ciddi bir Lodos yaptı gerçekten ki biz saat 19:30 kadar yüzüyorduk ve bunaltıcı bir sıcak eşliğinde.
anladımğım gayet didaktik ve keyifli bir gezi olmuş, Hakan Z nin dediği gibi imrendim...
sevgiyle,