28.05.2011

Yola Çıktık


Seyir Videomuz

Bu senenin ilk uzun seyrine başladık.
Mürettebat şöyle:


Hakan Biçen,



Salim Ertem,



Tuncer Kınıklı,



ve bendeniz,



Sabah çok erken yola çıkacağımız için tüm ekip Talya'da toplandık. Hakan zaten yan komşum. Tuncer ve Hakan Bitola'da kaldılar. Ben de Salim ile beraber Talya'da kaldım. Sabah 4:00 da çalan alarmlarımız ile uyandık. Tüm hazırlıkları tamamlamış olduğumuz için fazla oyalanmadan 4:17 gibi Fenerbahçe Marina'dan ayrıldık. Hedef Mürefte. Bu parkur çok enteresan değil. Hatta tüm güneye inişin en sıkıcı etaplarından biri. Herhangi bir aksilik veya problemimiz olmadı. Sevgili Hakan'ın getirdiği Sarıyer börekleri ve taze demlenmiş çay ile sabah kahvaltısı yapıldı. Ayrıca Salim'in enfes makarnası da öğle yemeğimizde bizleri mest etti.


Her zamanki gibi iyi bir yiyecek menüsünün ardından moraller zirve yaptı. Aşağıda da iPhone Navionics ile kayıt altına aldığımız yol güzergahımız görülüyor.


Görüldüğü gibi, geçen inişlerimize göre daha kuzeyli bir rota takip ettik. Çünkü Cuma sabah yola çıkıp Pazar öğlen Cunda'da olmayı planlıyoruz. Dolayısı ile günlük uzun etaplar yapmak durumundayız.
Akşam Mürefte'de barınağın içindeki restoranı denedik. Tekneden iner inmez yenen ve içilenler yorgunluğumuzu aldı. Ama akşam yemeği için Mürefte'nin içini tercih ettik. Hemen bir taksi ile 5-6 dakikada barınaktan kasabanın merkezine varılıyor. Bu arada bir diğer sürpriz de F.Bahçe marina'dan karşı komşum sevgili Deniz Giray ile karşılaşmak oldu. O da bir tekne transferi yapıyormuş. 50feetlik bir Jeanneau DS'yi sahipleri ile birlikte Bodrum'a indiriyordu.
Yemekler yenilip içildikten sonra çok da geç olmadan yattık. Malum dün gece 04:00 gibi uyanmışlığımız var. Gözler kendi kendine kapanıyor gibi. Tekne de düzeni kurup herkes uykuya çekildi. Sabah kalkış 05:00. Her gün bir saat uzatıyoruz. Bu gün avantajımız boğazın akıntısı. Yaklaşık 82 millik yolumuz var. Saat tam 05:20 de barınağı terk ettik. Cenovamız genellikle açık. Geniş apazdan gelen rüzgar yarım ila bir knot arasında takviye yapıyor. Gelibolu önlerinde Deniz Giray'ın transfer teknesi Lapin bize yetişti ve Bozcaada'ya doğru yoluna devam etti. Telsizle kısa bir sohbet de yaptık. Yine çok keyifli bir yol halindeyiz. Bir gün önce Hakan ve Tuncer'in mide bulantıları olmuştu ama bu gün çok daha iyi gözüküyorlar.
Bu arada insanın canı istediğinde nasıl çareler üretebileceğine küçük bir örnek; sağolsun Tuncer'in getirdiği kanyakdan, içimizi ısıtması için ikişer parmak aldık. Başta benim olmak üzere yanında canımız şamfıstıklı çikolata çekti. E, kanyak ile harika gider. Bırakın fıstıklıyı, çikolata bile almamışız. Ama bitter Sarellemiz var, bir torba fıstık da var. Salim fikri patlattı: "Fıstıklar ile Sarelle'yi karıştırıp ihtiyacımızı gideriyoruz." Hakikaten süper oldu, eline sağlık Salim'cim.
Hızla aşağı doğru yol alıyoruz. Boğazı bitirip çıktığımızda motor stop, tüm yelkenler fora ! Dümende Hakan, çok hızlı bir seyirle rotayı Bozcaada olarak tutmaya çalışıyoruz. Ama yolumuzda sığlıklar var. Bir kavança ile rotayı Akçansa fabrikaya doğru çevirdik. Bayağı bir yol aldıktan sonra bir diğer kavança ile tam Bozcaada liman girişinde yelkenleri mayna ettik. Saat 17:20. Yaklaşık 12 saatte yolu tamamladık. Düne göre çok daha az yakıt tükettik. Boğazı seyrini de genelde Rumeli tarafındaki gemilerin aşağı iniş yolunun tam ortasından yaptık. Tabii ki, yol aşağı inen gemilere kapalı idi. Sadece yukarı çıkanlar vardı. Bu bizim işimize çok yaradı, çünkü ortalarda akıntı daha fazla. Ayrıca kulağımız hep 11-12-13 ve16. telsiz kanallarında idi . Bu kanallardan 11-12 ve13 boğazdaki sektörlere ait kanallar. Zaten tehlikeli bir durum yaratsak muhakkak uyarı alırdık.

(Devam edecek)




Hiç yorum yok: