17.08.2007

Göbün (Kapı) Koyu


Sanırım sene 1974 veya 1975, ben 7-8 yaşlarındayım. O zamanlar sadece tek kanal siyah-beyaz TRT var. Bir belgesel izliyorum. Sanırım Alman belgeseli idi. Hani alttan yabancı dil konuşur üstten bizimki anlatır, işte onlardan. Konu neydi, denizcilikle mi ilgiliydi yoksa başka birşey miydi, şimdi tam hatırlamıyorum. Birden görüntüye -Kapı Koyu- diye bir yer geldi. Anlatıcının "burası Türkiye'nin güneyindeki el değmemiş, muhteşem koylarından biridir" dediğini hatırlıyorum. Görüntüde birde pırıl pırıl suların üstünde salınan bir yelkenli vardı.
O gün bu gündür bu sahneyi unutamadım ve tam 32-33 yıl sonra orayı görmek nasip oldu. Göcek, Göbün yani Kapı koyu.
Tabii şimdiki durumu ile o zamanki televizyondaki görüntüsü arasında bayağı fark var. Ama yine de hala çok güzel.
O gün çok güzel amaçsız yelken seyri yapıp, Nilay'ı yelkene biraz daha alıştırdıktan sonra dönüş rotamızı Göbün olarak saptadık. Bu arada çocukların yemek saatleri geldiği içinde yelken seyri esnasında bizim hanım mutfağa inip makarna pişirdi ve yemek hazırladı. Sonrasında da yapmamız gereken uygun bir koy bulup yemek için demirlemek oldu. Etrafımıza baktığımızda en uygun yerin Tersane adasındaki Yazlimanı olduğunu gördük. Hemen Koya girip 10 metre suya demirimizi bırakıp, kıçtanda koltuk halatımızla kıyıya bağlandık.
Çelebi'ler bizden 3 saat kadar önce koya gittiler ve oradakilere bizim geleceğimizi ve yan yana olup olamayacağımızı sormuşlar. Aldıkları cevap, koyun her zaman musait olduğu ve bir problam olmayacağı olmuş. Durumu da bize telefonla bildirdiler. Bizde bunun verdiği rahatlıkla, koya biraz geç intikal ettik. Koya gelmemize 15 dakika kala, Mehmet bizi telefonla aradı ve bize ayrılan yeri tutamadıklarını, büyük bir filotillanın geldiğini ve koydaki tüm tonozların dolduğunu söyledi. Bizde canımız biraz sıkkın olarak ve de biraz acele ederek koya doğru yolumuza devam ettik. Dışarıdan bakıldığında koyun içi hakikaten kalabalık gözüküyordu. O ara yine telefonumuz çaldı ve Mehmet bizim için içeride bir yer ayarladığı müjdesini verdi. Hemen gösterilen yere gidip kıçtan tonoz, baştan iskeleye bağlandık. Daha sonra hazırlanan Sinaritler, yüzme sefamız, kayıkla gelen Algida'cı dan alınan dondurmalar, Sinan ve Ömer'in de gelip iskelelere bağlanmaları ile bir günümüzü daha çok güzel bir şekilde noktaladık. Böylece 30 yıllık bir hayali, çoluk çocuğumla gerçekleştirmek nasip oldu.

9 yorum:

Adsız dedi ki...

Su an bizim havalarda is yok (Sanki genelde cok iyi olur da!).
Eline saglik yine güzel yazmissin.

Yahu böyle devam edersen bana sonunda yat aldiracaksin...

Selam,

Yakup - Almanya
www.teaweb.de

Adsız dedi ki...

taner cim sana söylemiştim bunları mutlaka bir kitapta toplamalısın ünün artık ulusal degil yakub bey sayesinde uluslararası oldu.hadi hayırlısı kanımca ikinci bir SADUN BORA geliyor.yaşadıklarını zaman içinde cok iyi konumlandırıyor ve harika kelimelerle aktarıyorsun.cok acele olarak emekli olup kitabın için malzeme toplamalısın. ENGİN REİS

Adsız dedi ki...

Hi Taner,

I came across to your site just by accident. It`s a lovely one. Nice pictures actually. Unfortunately,I do not understand turkish, but there is someone who translates me a little bit what you have written. I have been living in Göcek now for three years. Actually,I wasn´t able to learn Turkish till now. I did also several blue voyages with my sailor.
Anyway, great job,hoping to see you writing some of your journeys also in English.
Best Regards,

David

Adsız dedi ki...

Engin Bey beni resmen korkuttu.
Taner Bey´i hemen emekli etti (Neden ise Türkiyede insanlar emekli olmayi cok seviyor!)
Ee Peki Taner Bey emekli oldu, biz ne okuyacaz?!

Sevgilerle,

Yakup -Alamanya

www.teaweb.de

Taner dedi ki...

Sevgili Engin ve Yakup,

Güzel iltifatlarınız için teşekkür ederim.
Aslında bütün amacım, bilen veya bilmeyenlerin denizin güzelliğinin farkına varmaları.
Eğer bunu sağlayabiliyorsam ne mutlu bana.
Emeklilik konusunda da herhalde çok beklemeyeceğim.
Kendimi mümkün olduğunca rolantiye almaya çalışıyorum.
Kimisi para peşinde koşmaktan hoşlanır, kimisi de benim gibi rüzgarın önüne katılmaktan. İnsanlar ne ile mutlu oluyorlarsa, onu yapmalıdırlar.

Sevgiler,
TANER

Taner dedi ki...

Dear David,

Thank you for your kind opinions.
It is not easy for me to translate every article in English. But if you want me to, for certain ones, i will try to do my best.
Another alternative is, i have another blog which's name is talya26.blogspot.com If i have time and if there will be some other requests for this, i may use this site for english version.

Best wishes,
TANER

Adsız dedi ki...

Hi again,

If you could do that job in English,I would really appreciate it. Lovely. But if not, never mind Taner.
Kind regards,

David

Adsız dedi ki...

Taner Bey,

baslangictan buraya adim adim gelisinizi keyifle takip ediyorum. Bence amaciniza uygun olarak insanlara denizi sevdiriyor ve cesaretlendiriyorsunuz. Ben cocuklugumdan beri denizdeyim simdilerde yurtdisindayim ama yine de her firsatta teknemdeyim. Uzun zamandir gezdigim yerleri yazma ve oralara seyir yapmak isteyen arkadaslara bir nebze de olsa yardimci olma fikrim vardi. Sizin blogla cesaret buldum ve basladim. Biraz toparlansin size yazarim.

Denizler kolayiniza olsun.

Selametle

Erhan Abay

Taner dedi ki...

Erhan bey,

Yazılarınızı merakla bekliyoruz.
Sizde sitenizin adresini verirseniz,"bana yardımcı linkler" bölümüne ilave ederim.
Kolay gelsin.

TANER