21.08.2007

Sarsala Koyu


Göcek seyahatimizi planladığımız Mayıs aylarında, Yelkenciler Lokali'ne bir mail atmıştım. Amacım, daha önce Göcek'de bulunmadığım için nerelere gidilir, ne yenilir, ne içilir, ne yapılır gibi bilgiler almaktı.Sağolsunlar, konuyla ilgili gruptan bir çok mesaj geldi. Özellikle MTM yatçılık'dan Candan Sertçeoğlu mesajında: "Sarsala benim en sevdigim isletmedir. Ramazan Abi, dünya iyisidir, mutlaka bir gece geçirin." demişti. Bizde programımıza Sarsalayı koyduk. Hakikaten, oraya varınca Candan hanım'ın kulağını çınlattık. Her Göcek koyu gibi nefis bir doğa ve dünya iyisi bir insan. Hemen bir hatırlatma yapmalıyım, Sarsala dediğim iki adet koydan oluşuyor, Büyük ve Küçük Sarsala. Ramazan bey'in tesisi Küçük Sarsala'da. Büyük Sarsala'da pek birşey yok. Karadan ulaşım olduğu için genelde kalabalık oluyor. Büyük bir kumsalı var, ve üstünde de tesisler var. Ama ortam Kumburgaz, Silivri'yi andırdığı için Büyük Sarsala bizim ilgimizi çekmedi.

Ramazan bey, taşfırınında harikalar yaratıyor. Oraya gidip de, taşfırınında yaptığı nefis pideleri ve ekmeklerini yemeden dönerseniz çok şey kaçırırsınız haberiniz olsun.

Ayrıca burası, tüm tesisler içinde en hesaplı olanıydı. Bizim masa 25 kişiden oluştuğundan, kendi servisimizi kendimiz yaptık ve kendimiz masanın hesabına işledik. Hiç kimse "arkadaş kaç tane yedin, kaç tane içtin" diye sormadı. Zaten buralarda maddiyat denilen olguyu, İstanbul'daki ile hiç kıyaslamayın bile. İnsanlık, misafirperverlik, hatır, gönül hep özlediğimiz değerler hala buralarda var, hemde fazlasıyla.

Yine çok güzel bir gece, yeme, içme, eğlenme. Herkes sohbetlerde, ne kadar beyinlerinin sıfırlandığından bahsediyor. Hakikaten öyle. Bu arada ufak ufak seyahatin sonuna geliyoruz. Bununda biraz burukluğu başladı. Ama neyse, İstanbul'da da TALYA bizi bekliyor. Çok şükür ki yine denizlerde olabileceğiz.

Bundan sonraki durağımız Bedri Rahmi Koyu olacak.

Hiç yorum yok: