15.03.2008

Lodos


Bugün bayağı farklı ve öğretici oldu.Bu sene Göcek'de teknemizin sorumluluğunu alacak olan Cüneyt ile sözleşmiştik. Maksat burada çalışıp, yelken tecrübesini arttırmak. Fakat Cüneyt, çıkan işleri yüzünden gelemedi. Sonuçta bizim tekne mürettebatı, ben, Erkan ve oğlumdan oluştu. Bizim hanım da eğitim teknesi olan Bolero ile çıktı. Bolero'nun mürettebatı da bizim Göcek tayfası ve Can Aksoy kaptandan oluşuyor.
Hava raporlarından rüzgarın 15 knot, sağanaklarda da 20 knot ile Lodos yönünden eseceğini öğrendim. Hanımı Bolero'ya bıraktıkdan sonra ben de oğlumla birlikte Talya'ya geldim. Az sonra Erkan'da geldi. Hazırlıkları yapıp, hemen koltuk halatlarımızı fora ettik. Marina'dan burnumuzu çıkardığımız anda Lodos'la yüzyüze geldik. Dalgalar bayağı yükselmiş, Talya beşik gibi sallanmaya başladı. Aksi gibi, tam da yarış start zamanı çıkmışız. 30 a yakın tekne Kalamış koyunda, doğu-batı yönünde, start için gidip geliyor. Onlara çapariz vermeden aralarından sıyrılmak ve yelkeni açmak için bir müddet uğraştık. Tam biz yelkenlerimizi açtık, start verildi ve tüm tekneler bizim istikametimiz olan Güney-Güneydoğu yönüne fırladılar. Yine sağa sola dikkat ederek, camadan vurulmuş anayelken ve tam genova ile yola koyulduk. Bir müddet yol aldıktan sonra Bolero ile karşılaştık. Karşılıklı selam yolladıktan sonra herkes kendi yoluna devam etti. Talya'da kuvvetli esen rüzgarı bulunca bayağı neşelendi. Fakat bir terslik var. Tekne devamlı orsalıyor, rüzgara kafayı vermeye çalışıyor. Yelken trimime baktım hemen. Gözüme kötü gözükmedi. Tekne aşırı orsaladığında yelken küçültmek gerektiğini biliyorum. Biliyorum bilmesine de anayelken zaten küçük. Biraz genovayı da küçülttüm ama nafile. Bana mısın demiyor musibet. Biraz yolunda gittikten sonra hemen orsalamaya çalışıyor. Bir ara umutsuzluğa kapılıp, teknenin dizaynı ile ilgili bir kusur olup olmayacağını düşünmeye başladım. O ara Bolero'dan eşim telsizle çağrı yaptı ve marinaya dönmeye karar verdiklerini söyledi. Aslında eğitimin bitmesine çok var ama tahmin ettim, herhalde birilerinin fena midesi bulandı. Bizde Erkan'la konuşup Maltepe önlerinden tramola attık. Bizim arkamızdan da 4-5 tane yarış teknesi geliyordu. Bizim Talya, iskele kontradan, sancak kontraya geçince daha da çok sapıttı ve iyice orsalamaya başladı. Kesinlikle dümen dinlemiyordu. Böyle orsaladığı bir anda karşımızdan gelen yarış teknelerine de bayağı çapariz verdik. Bu işte bir yanlışlık olduğuna karar verdim, anayelken ıskotasını boşlayıp, bumbayı bayağı bıraktım. İşte o anda TALYA kendine geldi. Kendi kendime önceden bunu denemediğim için çok kızdım. Ardndan nefis bir apaz seyrine başladık. Şimdi dümeni rahatsız eden tek unsur, yakınımızda kırılan büyük dalgalar olmaya başladı. Fakat o da pek önemli değil. Sonrasında çok keyifli bir seyirle, fakat çok sallayan bir seyirle marinayı bulduk. Bu arada, dalgaların ve rüzgarın bizi Öreke taşına doğru atmaması için biraz açıktan rota tuttuk.
Bir ara başımı yukarı kaldırdım, baktım bizim balançinanın U kilidi açılmış yaklaşık 8 metrelik gırcala havada sağa sola uçuyor. Yüzümüzde kırbaç gibi şaklamaması için biraz direğe basayım dedim. Bu sefer de fazla kaçtı ve kilit neredeyse direk tepesine gitti. Benim de canım sıkıldı, şimdi kim çıkacak direk tepesine , onu alacak v.s.
Pruvamızı marinaya çevirdiğimizde, denizler arkadan gelmeye başladı. Bir ara arkamı döndüğümde gözlerime inanamadım. Dalganın çukuru ve tepesi arasındaki fark, gerçekten insana ürküntü veriyordu. Sonunda Talya ve biz çok fazla zorlanmadan marinaya geldik. Aslında bayağı tecrübe kazandırıcı bir seyir oldu. Bazı yapmam ve yapmamam gereken şeylerin, tekrar farkına vardım.

Yanıma fotoğraf makinamı da almıştım. O dev gibi dalgaların fotoğrafını çok çekmek isterdim. Ama adrenalin yüksek olduğu için içeri girip makinayı alamadım.

Yukarıdaki fotoğraf, bugünkü rüzgar hızının ölçümlerini veriyor. Sanırım 15-20knot arasında rüzgara maruz kaldık. Çok güzel bir deneyimdi. Zaten denizcilikte herşey birden öğrenilmiyor.Damla damla tecrübeler birikip sonunda bir dağ oluyor. Her zaman teori de bir işe yaramıyor. Teoriyi pratikte de uygulayıp yaşamak lazım.

Hiç yorum yok: