11.03.2008

Otopilot Kurs v.s.

Yazıya otopilot kritiği ile başlayalım. ABD'den gelen, Simrad TP10 otopilotumuzu evvelki hafta Şaban usta ile monte etmiştik. İki haftadır Burgaz seferlerinde kullanıyorum. Hakikaten çok yardımcı bir alet. Teknede, birisinin gözü ara ara ufukta olduktan sonra bırakın tekneyi otopilot yönlendirsin. Gelenek olarak denizciler otopilotlarına isim veriyorlar. Bizim ailede bütün isimler " T " harfi ile başladığı için, gelenek bozulmasın diye otopilota da "Tahsin" ismini verdik. Tahsin, uzun yolda çok büyük yardımcımız olacak, buna eminim. Özellikle bu sene yapmayı planladığımız Ayvalık-Midilli seyahatimizde olmazsa olmazlardan olacak. Konuya az vakıf olanlar için kısaca otopilot tanımlaması yapayım. Bu aletin içinde elektronik bir pusula var. Aletin kıçı tekneye, ucundaki hareketli piston da yekeye, yani teknenin dümenine takılıyor. Farzedelim "45derece" yani Doğu rotasına sabitlenmek istiyorsunuz. Teknenin pruvasını 45dereceye getirince kumandayı Tahsin'e devrediyorsunuz ve o sizi aynı rotada götürüyor. Kısaca böyle. İlgilenenler için, bu hafta detaylı resimler ile, montaj bilgisini vereceğim.
Bu hafta bizim hanım ve ufaklık ve de Erkan'ların familya ile yine Burgaz'a gittik. Amaç Temmuz ayında Göcek'de denize çıkacakları, tekneye ve yelkene alıştırmak. Bizim Erkan tutturdu "ben kursa gitmem" diye. "Bak, senden ne güzel öğreniyorum" diyor. Adamı muhakkak kurs için ikna etmem lazım, bakalım nasıl yapacağım.
Bu arada bizim hanım da teknede istediğim faaliyette değil. Burgaz'da, Barba Yani' de otururken, sahile baştan kara olan teknelere bakıyorum. Hanımlar, yanaşma anlarında gayet faaller. Koltuk halatlarını veriyorlar, usturmaçaları yerleştiriyorlar v.s. Bizim hanım pek oturduğu yerden kalkmıyor. Gayet güzel teknede keyif yapıyor.
Hakkını yememem lazım iş başa düştüğünde çalışıyor ama daha çok tekneye keyif amaçlı biniyor havası var. Şimdi diyebilirsiniz ki, "tamam ne var bunda, kadıncağız seninle geliyor ya, daha ne istiyorsun". Tamam da, iş öyle değil. İnsan denizde tecrübeyi birşeyler yaparak ve çalışarak kazanıyor. Oturduğunuz yerden sadece manzara izleyici olursunuz. En azından bilsem ki, bizim hanım, kropi bağı nedir, izbarço nasıl atılır, kazık bağı nedir, navigasyon nasıl yapılır, biliyor, o zaman içim rahat olacak. Ama ne yazık ki bunları ben öğretemiyorum. Malum, kocadan hoca olmuyor. Zaten ehliyet alırken de, araç kullanmayı ben öğretmeyi denemiş ama başaramamıştım. O da kendine özel bir öğretmen tutup araba kullanmasını gayet güzel öğrendi. Aynı sistemi yelkende de uygulamaya karar verdik. Bu gün, bizim hanım Dak-Sar da kursa başlıyor. Varsın teknede birşey yapmasın. Ama ben, bilgili olduğunu bileyim. İhtiyacım olduğunda, birşeylere bilgiyle el atacağını bileyim. Bizim bu sene Göceğe gelecek bütün yelken tayfası kurstalar. Ben de hanımla kendilerine katılıp biraz hasret gidereceğim.
Geçen gün saydım, bu seneki 5-12 Temmuz Göcek organizasyonu 6 tekne ve toplam 32 kişi oldu. Valla bir koya indiğimizde bu kadar adamı organize etmek nasıl olacak bilmiyorum. Fakat bildiğim birşey var, herkesin o tarihe kadar çok çalışıp, üzerlerine aldıkları sorumlulukları tam olarak yerine getirebilecek bilgi ve tecrübe birikimine sahip olmaları. İnşallah çok güzel anılarla döneriz.

Hiç yorum yok: