1.08.2008

LMQ


Tüm personel

LMQ : Bavaria 44 (2001) ( incelemek için tıklayınız )

LMQ ' da arkadaşlarım Nejat ve Altan tarafından kiralandı.Bu tekne diğerlerine göre daha büyük ayrıca dört kamaralı. Fakat kamara sayısı çoğaldıkça, tekne içindeki alan daralıyor. Tekne ne kadar büyük olursa olsun. Bu unutulmamalı. Aslında Nejat ve Altan' da dört kamaralı bir tekne aldıklarına pişman oldular. Aynı boyda üç kamaralı bir teknede çok daha rahat edebilirlerdi.
Nejat' da çocukluğundan beri denizi sever. Yüzmeyi sever, tekneleri sever. Ama motoryatları sever (di). Ne zaman TALYA ile ilk yelkenimizi yaptık, Nejat'ın motoryat aşkında bir erozyon oldu. Altan' da balık tutmaya bayılır, fakat yelken de onun vazgeçemeyeceği tutkularından birisi oldu sanırım.

Aslında 37 feet bir tekne bakmıştık Nejat'lar için. Fakat "o boyda müsait teknemiz yok" cevabını alınca moralleri bayağı bozulmuştu. Tek müsatit tekne LMQ idi. O da 44 feet. Tabii hayatında daha doğru dürüst harhangi bir tekneyi tek başına abramamış kişiler için göz korkutucu bir durumdu. Benim onlara söylediğim, işi ciddiye almaları ve tatile kadar bol antreman yapıp sonra da aileleri ile beraber teknenin keyfini çıkartmaları.

Onlarda öyle yaptılar. Midilli gezimizin dönüş ayağını birlikte yaptık. Ondan önce de birkaç gezi yaptık. Böylece olaya adapte oldular.


LMQ ile ilgili bir anı:

Hamam koyundayız. Herkez gevşemiş. Çıktığımız C.tesi yi saymazsak seyahatin ilk günü. Biz KIWI tayfası botumuza atlayıp, hamam kalıntılarının içinde yüzmüşüz. Çocuklar ağaca bağlı ipten tarzancılık oynayıp atlamışlar falan filan.. Herkes keyifli. Yaklaşık 2,5 saat yüzdük dolaştık sonra teknemize döndük. Bir de baktık Serap'ın suratında bir tedirginlik. Aynen şunları söyledi: "Taner, abimler bota bindiler ve gittiler. Yaklaşık 2,5 saat oldu ortada yoklar. Merak ettim bir bakar mısınız?" Ben,"merak etme balık tutmaya gitmişlerdir" falan dedim ama 2,5 saat de olacak iş değil. Biz Cüneyt ile hemen bota atlayıp, rüzgar altına doğru ilerlemeye başladık. Amacımız, motorları falan bozulduysa rüzgarın sürükleyebileceği yerleri kontrol etmek. Bilenler bilir, Hamam koyunda tepedeki yarıktan çok kuvvetli hava girer. Özellikle öğleden sonraları bayağı eser. Bizde bu şekilde ilerledik Artık tam koyun dışına çıkıyoruz dediğimiz anda Cüneyt "bak, orada beyaz birşey var" dedi. Hakikaten koyun dışına çıkmadan önceki son burunda bulduk bizimkileri. Güneşten kıpkırmızı olmuşlar. Moraller bozuk. Rüzgara karşı kürekle de gelemedikleri için orada kalakalmışlar.

Valla hem kızdım hem de güldüm. Botu indirirlerken baktım Nejat kürekleri almıyor. -"Oğlum küreksiz çıkılır mı ?" -"Niye, n'olucak ki, motor var" -"Lan motor var da, bozulursa ne olacak?" Nitekim bozuldu da. Bir musibet, bin nasihat den iyidir derler ya, tam o.

Motorun çalışmama sebebi ise çok basit. Normalde dingi motorları üstten depoludur. Ekstra benzin deposu taşımazsınız. Bizim Nejat'ların motoru hem üstten hemde dış depodan benzin çekecek şekilde yapılmış. Benzin anahtarı da dış depoda kalmış. Bu yüzden motor iki-üç dakika kadar çalışıyor sonra stop ediyor. Bunlarda üç dakika kadar gitmişler sonra motor stop. Daha sonra da bizim bulduğumuz yere kadar rüzgar sürüklemiş.

Valla sonrasında bizler hallerine çok güldük. Şaka yollu bayağı kızdırdık da. Yine de kendilerini çok takdir ediyorum. Çünkü neredeyse hiç çapariz çıkarmadan bir hafta tekneyi idare ettiler.

Hiç yorum yok: